“Keşke nane şeker gibi mentollü bir buluttan doğaydım.”
Didem Madak
Merhaba Sevgili Okur,
Yılın ikinci ayı geldi bile. Yeni yıl süslerini kaldırmaya kıyamayanlardanız. Kırmızı-beyaz şeritli baston şekerlerle kesişirken bu dosya konusu çıkıverdi ağızlarımızdan. Nasıl yorulduysak geçen yıllardan durup biraz dinlenelim, ağzımız da tatlansın istedik. Hızlı geçen zamanın ardında koşmaktan yorulanlar için güzel bir sayı hazırladık bu ay da. 
 
“Antik Tanrıların Yemeği Nektar ve Bal” yazısıyla Kader Tanç, doğanın bütün canlılara ne kadar cömert davrandığını bir kez daha gösteriyor. Kadim Türk kültüründe tatlının yerini ve önemini iki farklı yazıyla anacağız bu dosya konusunda: “Tatlı Yiyelim Tatlı Konuşalım” ve “Mehmet Âkif’e Bir Vatan: Hacı Bekir’in Hulviyyat Dükkânı”
 
Bir neslin gözyaşlarını kurutan Şeker Kız Candy’i de anmadan geçmek istemedik.  Sahi Candy aşkı için ölüp bittiği Anthony’nin ölümünden çok da etkilenmiş miydi? Pek değil galiba. Bazıları için aşk bir avuç bonbon şekeriyle takas edilebiliyor.
 
Asil Çam“Toprakta Donmuş İzler” adlı öyküsüyle aylar sonra tekrar aramızda. Kışın soğuğu yetmez gibi renkleri bile üşütmüş, bizden söylemesi. 
 
Özge Sever’in hazırladığı “Söyleşi” sayfamızda bu ay hepimizin çok sevdiği, keyifle dinlediği, edebiyat serüvenimize mihmandarlık yapan Deniz Yüce Başarır var. Bu sayfaları okurken Ben Okurumisimli podcast’i belki de size eşlik eder.
 
Mart ayı dosya konumuz “ŞEHİR” sevgili okur. Deneme, öykü ve makalelerinizi bize bilgi@porsukkultur.com adresi üzerinden iletebilirsiniz. Önümüzdeki ay görüşmek üzere.